Âmâl
- Fasarya
- 2 Eyl 2020
- 1 dakikada okunur
Ağustosa vedamızı ettik, hep birlikte gülüp eğlendiğimiz, zaman zaman üzülüp ağladığımız, birbirimizi teselli etmekten bıkmadığımız bir yaz geride kaldı. Güz geliyor, mevsimlerin en güzeli… Yapraklar yaz yorgunu sararıyor, biz soğuk günlerin hayalini kuruyoruz, kuruyoruz da o soğuk günler gelir mi hiç sanmıyorum. El birliğiyle şömine karşısında ısınmaya çalıştığımız günleri maalesef sonbahardan kışa kadar ittirdik. Eylülden beklentilerim var, yarım gülümsemeler geride kalsın istiyorum, özgürleşebilelim hatta safları sıklaştırabilelim istiyorum. İnsanların yüzlerinden umutsuzluk aktığını görebiliyorum tam da bu yüzden eylülden birazcık da umut bekliyorum, bence yeniden umut dolu olabilmeye çok ihtiyacımız var. Yağmurlar yağmaya başlayacak, yıldız kaymalarının, yakamozların yerini yağmur bulutları alacak. Evet eylülde gökyüzü biraz karamsar oluyor ama karamsarlığa da ihtiyacımız var, karamsarlığın köşemize çekilip düşünebilmemize olanak sağlayabilen, kendimizi kendimize doğru adımlamamızı kolaylaştıran bir ruh hali olduğunu düşünüyorum. Saygıyı hak ediyorsun ey karamsarlık ama haddini aşmazsan seviniriz nolur tadında bırak. Tadında bırak ki uzunca bir süredir içinde bulunduğumuz dünyamızın bu sevimsiz halini biraz olsun unutup sevinelim. Okullar açılacak mı ya da biraz olsun farklılıklar yaşayabilecek miyiz heyecanına kapılıp kafamızı dağıtalım, son zamanlarda kafaların dağılmaya hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Umarım hoş gelmişsindir dört mevsimin en güzeli.
Yorumlar